12 Mart 2012 Pazartesi

yağmur

pencerenin ardından baktığım zaman hep aynı gözüküyor. sokak lambasının aydınlığında, tane tane.

nefesimi onun süratiyle uyumlu hâle getiriyorum. belki de bu dünyaya ancak böyle bir uyum sağlayarak aidiyet hissedebilirim. kendimi bu aitliğe kaptırıyorum, damlaların yere çarpma sesi fon müziğim oluyor. ve her damlayla birlikte nefesim de yere çarptığında parçalara ayrılıyor, bozuk asfalt yolda yitiyor. gökten yere kadar geçirilen o rüya gibi zaman da son buluyor... bitiyor; her şey gibi.

ama izlemeye devam ediyorum.

'yağmur herkese eşit yağar' diyorlar.kıskanıyorum onu.ben de yağmur olmak istiyorum.herkesin üstüne aynı şekilde yağmak, herkesi eşit ıslatmak istiyorum.sadece su damlası olmak istiyorum ki; bakıldığında aslında başka bir şey olmadığım görülebilsin.belki o zaman yanlış anlaşılmam işte, belki o zaman insanlar beni olduğum gibi anlar ve ona göre davranırlar.kimisi ıslanmamak için şemsiyesini açıp hızlanır, kimisi de iyice yavaşlayıp beni sevdiğini bir kez daha hisseder. ve tüm şüpheleri, korkuları ve yanlış anlaşılmaları mazgala süpürürüm.

işte o zaman, her şey eşitlenir.

böylece, kendimi gerçekten sevdiğim insanlara anlatabilmek için aylarımı, yıllarımı, onlara sevgimi gösterip onları mutlu edebilmek için tüm enerjimi, hayatımı, emeğimi, sevgi ve masumiyetimi harcayıp yine de yenilmiş olmam.

yağmur olmam yeter.sadece yağmur.

sadece; sokak lambasının aydınlığında yağan, insanların nefesiyle uyumlu bir yağmur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder