13 Mart 2012 Salı

sevgiye devam

...bazen,bazı şeyleri çok konuşmamak lazım belki. bunlardan biri de sevgi. herkes, her yerde sevgiden bahsediyor ama bahsedenler nefret dolu çoğu zaman. bu durumu ben şu şekilde yorumluyorum. bir kelimeyi peş peşe çok sayıda tekrarlayınca, bir süre sonra anlamsız gelmeye başlar. bu da sanırım beynimizin algısıyla ilgili bir durum. işin bilimsel açıklamasını bilmiyorum. sadece pratikten, cahilane birkaç çıkarımım oldu.

sevgi kelimesi de, şarkılarda, filmlerde, dizilerde, günlük hayatın her kesitinde, kitaplarda ve aklımıza gelen gelmeyen her yerde o kadar ağızlarda çiğnendi ki, artık bu kelime bir anlam tükenmesine veya erozyonuna uğradı. öyle bir noktaya geldi ki malesef, sevgi deyince "acaba benden bir şey mi koparmaya çalışıyor" diyebilen insanlar bile görüyoruz.

sevgi, bu dünyanın kan gölüne dönmesinin önündeki tek engeldir. azgın öfke ve nefret nehirlerini dizginleyen bir barajdır. ve terminoloji canavarları, sürekli büyük büyük beylik laflar üretmek için çaba gösteripte o söylediği lafların milyonda birini hissetmeyenler, bu sözcüğü artık sakız gibi ağızlarında çiğnemekten vazgeçmeli. çünkü bu kavram insanlığın barış içinde dünyada yaşamasını sağlayabilecek yegane vizyondur. beynimizde varolan anlam eşleşmesini tahrip etmemeli veya o anlam kasesinin içindekini tasarruflu kullanmalıyız. bunu da, bir gün gerçekten ona ihtiyacımız olduğunda, onsuz kalmamak için yapmalıyız.

bir korku filminden bir sahne düşünün. katilden "ne olur yapma" şeklinde merhamet dilenen bir insan hayal edin. bu gerçek dışı bir sahne değildir. insanlığın, çok acımasız despotlara dönüşebileceğini, tarih bize öğretti. bunu yeniden öğrenmeye ihtiyacımız yok. eğer medeniyetin kurucusu, mızrak atıp öldürmek yerine, küfür etmeyi tercih eden kişi ise, biz de bu çıtayı binlerce yıldır neden daha yukarı taşıyamadığımızı ve binlerce yıldır küfür etme aşamasında yaşayan ve nezaketi öğrenemeyen, gerçekten çıkarsız şekilde birbirini sevemeyen insanların hala varolduğunu masaya yatırmalıyız. sevgiyi, ağızlarda çiğneyip tüketmektense, sevgisizliği tartışmaya açmalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder