16 Nisan 2012 Pazartesi

keşke


- keşke herkesin ömür boyu kendine ait bir adet pastanesi, hastanesi, postanesi, meyhanesi ve sevgilisi olsa...

- keşke herkes doğuştan bir enstrüman çalma yeteneğine sahip olsa... en azından nota bilse, işin temel bilgileri hafızada hazır olsa... şakır şakır piyano çalsam ben de...

- keşke diğer gezegenler cehennemin dibinde değil de kıçımızın dibinde olsa... biz de gidip kazandibi yesek hafta sonları "uranüs aile çay bahçesi"nde, "neptün pastanesi"nde veya "plüton patisserie"de

- keşke herkesin bir kez televizyona çıkıp dilediğini söyleme hakkı olsa... rtük o gün izlemese ve fakat herkesler de izlese, dinlese, beğense, aferin dese, elimi sıksa sokakta görünce... (15 dakika ekrandasın lan, ne dersin ki?)

- keşke her gece çok geç yatıp, her sabah çok erken kalksam ama hiç uykum olmasa... tadını çıkarsam yaşamanın, vakit kaybetmesem uyuyarak... üstelik erken kalkıp yol alsam, kendimi aşsam...

- keşke hiç kimse hiç kimseye yalan söylemek zorunda kalmasa, zorunlu hissetmese, durum bunu getirmese... hepimiz birbirimize samimi olsak... delikanlılığa sığsak, delikanlılıktan taşsak... mumumuz yatsıya kadar yanmasa, sabaha kadar mum ışığında oturabilsek... burnumuz hiç uzamasa...


- keşke çok yiyince doymasak... çapımız genişlemese, varilleşmesek... ayrıca yine keşke az yiyince de zayıflamasak, zafiyet geçirmesek... bir de konuyla alakadar değil ama aklıma geldi... kimse kimseni zaafından yararlanmasa

- keşke birden durup işlek bir caddede göbek atmaya başladığımızda, bilsek herkesin bize katılacağını, bahsi geçen göbek havada kalmasa...

- keşke herkesin kendini çok seven bir sevgilisi ve belli sayıda dostu olsa... hiçbir zaman sevilmeme kaygısı gütmesek... sevgilimiz hoş etse tüm güdülerimizi... sevilmeye güdük kalmasak...

- keşke tüm acılarımız karşısında güçlü olabilsek, ayakta kalabilsek... metin olsak, ali olsak, feyyaz olsak, her açıdan şampiyon olsak, hüzün ligini ikinci bitirsek bile acılardan ders alsak...

- keşke her çorbada bizim de tuzumuz olsa... her güzel şeyin bir ucundan tutmuşluğumuz bulunsa... teşekkür listelerine bizim adımız da yazılsa... her neyse "o şeyin yapımında emeği geçen herkes" dendiğinde direk üstümüze alınsak...

- keşke başka hiç kimsede olmayan özel bir yeteneği olsa herkesin... sabah akşam birbirimizin yeteneklerine baksak, şaşırıp dursak bir ömür birbirimize...

- keşke başka ülkelere gitmek için vize, para, belge, işlem, pasaport, fasafort ve fisofort gerekmese... uçak biletleri çok ucuz olsa... gezip dursak sıkıldıkça... hafta içi işi biten vın diye uçabilse gönlünün konduğu yere... sevgililer pikniğe dünyanın bir ucuna gitse... tüm dünya birbirini tanısa, bütün dünya buna inansa bir inansa... anlasak biz insanlar aslında "aynı" olduğumuzu, aslında insan, en çok insan, dolu dolu insan, "sadece insan" olduğumuzu...

- keşke hayatımızda bir kez görünmez olabilsek... istediğimiz her yere girip çıksak... görmek istediğimiz her şeyi görsek... çelme takmak istediğimiz herkese çelme takıp, öpmek istediğimiz herkesi şlap diye öpsek doya doya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder